Gelişen teknolojik sistemler tüketicileri ve üreticileri
hizmet ve hız konusunda adeta bir çekişmeye itmekte. Markalar en hızlı hizmeti
ve ürünü sunmak için yarışırken, tüketici de aradığı ürüne en hızlı yoldan
ulaşmayı tercih ediyor. Rekabet kızıştı. Bir markanın herhangi bir eksiği hemen
tüketici kaybına yol açabiliyor. Özellikle bu eğilim Y ve Z kuşağı
tüketicilerinde çok daha belirgin. Markalar da bu değişime ayak uydurmak
zorunda.
Bu eğilimi çok önceden gören ve yatırımını yapan e-ticaret
markalarından biri de kitapyurdu.com. Yaklaşık 8 senedir kitaplarımı aldığım
bir site. Yani bir e-ticaret sitesi için bağlı bir müşteri profili çizmekteyim.
Lakin yaşadığım bir satınal(ama)ma süreci bu dönüşüme ayak uydurmada uçağın
burnunu aşağı çevrilmiş olduğunu düşündürdü bana.
Öncelikle şunu belirteyim ki, sorun yaşadığım bir marka ve
firma ile uzlaşma, iletişim kurma yönünde çaba sarfeden bir tüketiciyim. Kitapyurdu
ile yaşadığım, müşteri hizmetleri süreci hakkında yorum yapma hakkını
verdi bana. Şöyle ki; Kasım başında verdiğim sipariş, Aralık ayına girdik halen
gelmedi. Siparişimden 3 hafta sonra editöre e-posta attım “ne oldu benim
siparişim” diye.
Kendisinden gelen cevap, siparişte bulunan 1 kitabın henüz
tedarik edilemediğinden dolayı gönderilemediği yönündeydi. Soralım;
- Madem süreçte
gecikme yaşanıyor, tüketici neden bilgilendirilmiyor?
- CRM denilen şey tam
da böyle bir süreçte iş görür. Yoksa benim vermiş olduğum siparişleri ve
tarihlerini arşivlemek bilgi yığınından başka bir işe yaramaz. Kullandığınız
yazılım uyarı vermedi mi?
Bu yazışmadan sonra kendilerine ilgili kitabın siparişimden
çıkarılmasını ve ücretinin iade edilmesini, kalan kitapların da gönderilmesini
rica ettim ve onay postasını aldım editörden. Aradan 1 hafta daha geçti ve
halen kitaplarım gelmedi. Tekrar soralım;
- Giriş bölümünde
yazılan hız, müşteri ilişkileri, rekabet sözcükleri bir şey anımsatmakta mıdır?
- Müşteriye karşı
alınan tavrın “özür”den çok, “vurdumduymazlık” olması normal midir?
Bugün itibariyle de; süreci kendilerine yakıştıramadığımı, kalan
siparişlerin de iptalini ve ücretinin iadesini istedim. Hemen cevap aldım. (Elektronik postalara gelen cevap hızı
konusunda haklarını yemek istemem, hemen dönüş sağlanıyor. Sosyal Medya
hesapları için de aynı süreci yürütürler umarım.) Gelen cevap da siparişin
iptal olacağı ve ücretin iade edileceği yönündeydi. Son olarak tekrar soralım;
- Madem süreci bu
şekilde tamamlıyorsunuz, müşterinizi 1 ay bekletmenin âlemi nedir?
Ne yapılması
gerekirdi?
Yazacağım kısa tavsiye sadece ilgili site için değil,
ticaret hayatı içinde olan tüm firmalar için geçerlidir; mesele ürün almak ve
satmak değildir. Mesele müşteriyi elde tutmaktır. Bunun için de geleneksel promosyon
harcamalarının yanına bir şeyler konulmalıdır ki, dezavantaj avantaja
çevrilsin. Kitapyurdu şunu yapabilirdi: Benim ürün ve ücret iade talebimi kabul
edip bu gecikmenin bedeli olarak bana ilgili kitapları ücretsiz yollayabilirdi.
Bu yazı okunduktan sonra göndermenin elbet bir anlamı yok ve bu kadar açıktan ilan
ettikten sonra da gönderilse dahi kabul etmem zaten.
Sonuç
Başta
söylediğim gibi, ben hemen alternatif bir kanal bulurum, bu hizmet sürecini de
yazarım :)
Gerisi size kalmış…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder