Hizmet sektörü zordur. Çok zordur. Hele içinde bulunduğumuz
amansız rekabet ortamında sevgili Ali Saydam’ın değimiyle “artık günümüzde
sürüden ayrılanı kurt değil rakip kapıyor.” Dolayısıyla nimetinin velisi olan
müşteri elden bir kere gittiğinde gayet net bilindiği gibi geri kazanım
maliyeti de yüksek oluyor.
Akbank’ın görünürdeki işi finans olsa da, her marka gibi o
da aslında hizmetiyle tüketici ve müşterisine değer katan, geçen hafta Brand
Finance’in da açıkladığı üzere ülkemizin marka değeri en yüksek kurumlarından biri.
Yaklaşık 3 yıldır Akbank’ın müşterisiyim. Her türlü
bankacılık işlemimi ödül de alan Akbank Direkt Mobil üzerinden
gerçekleştiriyorum. Son 3 aya kadar maaş müşterisiydim, artık maaş müşterisi
değil, Akbank’ın bireysel müşterisiyim. Akbank Direkt’i kullanıyor olmamım pek
çok sebebi olmasına rağmen, yaptığım para transferlerinden EFT ücreti almaması
beni en memnun eden özelliklerden biriydi; geçen aya kadar. Birkaç EFT’de 5 TL
ücret kestiler. Müşteri hattını aradım, 17 dakika sabırla bekledikten sonra
müşteri temsilcisine bağlandım, 3 yıldır yaptığım EFT’lerden ücret
alınmadığını, son yaptığım işlemlerde ücret alındığını ve bu konu hakkında
itiraz edeceğimi ve ücret yansıtılmaması isteğimi dile getirdim. Telefondaki
yetkili konu hakkında beni ilgili birime aktaracağını iletti. 7 dakika daha
bekledim, yeni ilgili kişi de beni ilgili birime aktaracağını iletti! 8 dakika
daha bekledim, ilgili birim bu konuyla kendilerinin ilgilenmediğini ve şube ile
görüşmemi söyledi! Peki. Bununla
kalmadı, telefonu kapatırken ablamız bana kredi kartı sigortası satmaya çalıştı
ki, “bu teklifi yapmanın sırası mı şimdi” deyip bu alt mevzuyu uzatmamayım.
Gülüp geçelim.
Sabırlı ve anlayışlı bir müşteriyimdir her markaya karşı. Mümkün
olduğu kadar zorluk yaşatmak istemem. Bağırıp çağırmak karakterimde yoktur. Tek
yaptığım yaşadığım deneyimleri buraya aktarmak ve markanın müşterisi olmaktan yavaş
yavaş çekilmek.
Ertesi gün şubeye gidip durumu tekrar izah ettim. Şube, bu
konuyla ilgili kendilerinin bir şey yapamayacağını, müşteri hizmetlerini aramam
gerektiğini söyledi! Görüştüğümü söyleyince banko arkasında kısa bir istişare
yapıldıktan sonra bu işlemi kendilerinin yapabileceğine kanaat getirdiler. Maaş
müşterilerine EFT ücreti yansımıyormuş, maaştan düştüğüm için yansımasının
normal olduğunu dile getirdiler. Ama vadesiz hesabımda 100.000 tl olursa bu
işlemleri ücretsiz yapabilirmişim! İtiraz etmek istediğimi ilettim. Fark etmez,
bir şey değişmez dediler. Bağırıp çağırsaydım, şube müdürüyle görüşmek
isteseydim, ortalığı velveleye verseydim bu küçük iş hallolurdu belki ya.
Neyse.
Bu tutumun anlamı bence net olarak şudur. “Akbank maaş
müşterilerinden EFT ücreti almaz. Maaştan düşerseniz EFT ücretini yansıtıveririz,
maaş müşterisi olmadığınız için de isterseniz başka bankayla çalışabilirsiniz.”
Bunu izah eden bir tweet gönderdim ve Akbank sosyal medya yetkilileri bana EFT
ücret tablosunu göndererek yanıt verdiler! Elbette soruna odaklı bir yaklaşım
değil. Cevap vermiş olmak için yazılmış bir cevap.
Şimdi bir öneri; ortada
hiçbir durum yokken ve henüz EFT ücreti yansımamışken Akbank Müşteri hattı beni
arasaydı ve şöyle deseydi; “Efendim bildiğiniz gibi maaş müşterilerimizden EFT ücreti
almamaktayız. Görüyoruz ki siz maaş müşterimiz statüsünden düşmüşsünüz ama hala
bankamızla çalışmaya devam ediyorsunuz. Bundan dolayı EFT’lerinizi ücretsiz
yapmaya devam edebilirsiniz.”
Bu tutum, marka-müşteri ilişkisinde herhangi bir tutum
değişikliği yokken, müşteri kazanımı için atılan çok büyük bir adım olurdu.
Bana 5 tl chip para hediye etmesinden
çok daha etkili bir “müşteriye özel”
yaklaşım olurdu. Ama olmadı maalesef.
Ayrıca mobil bankacılık uygulamalarında çoğu banka bireysel
müşterilerden EFT ücreti almazken Akbank’ın bu uygulamayı sürdürüyor olması
ayrı bir tartışma konusu, girmeye gerek yok. Tercih meselesi diyelim.
Akbank’ın çok değerli yöneticileri kişiye özel hizmetler ve
CRM uygulamaları hakkında çok detaylı çalışmalar yapıyorlardır eminim. Herhangi
birisiyle konuşma imkânımız olsa bana bu çalışmalardan ve müşteri kazanımı için
atılan adımlardan, bireysel ve kurumsal görüşlerini iletebilirler. Einstein’ın
bir sözünü anımsatırım sadece;
“In theory, theory and practice are the same. In practice,
they are not.”
Akbank’lı çok farklı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder