Uzun bir aradan sonra bir etkinliğe katılma, ve bu vesileyle de değerlendirme yazısı yazma fırsatı buluyorum. Katıldığım etkinliğin de ilgiyle takip ettiğim Pazarlamasyon ekibinin organize ettiği bir etkinlik olması sevindirici.
İlkine katılma fırsatı bulamasam da, ekibin ikinci organizasyonu Marketing Meetup Change organizasyonunu içerik olarak %70 oranında doyurucu buldum. Kırdığım 30 puanın çoğu panel içerik düzeninden dolayı. Katıldığım organizasyonlarda en verimsiz bulduğum sunum şeklidir panel oturumları. İşi daha profesyonel yapanların panellerini de çok tiyatral bulurum.
Tahminim, organizasyonun görünen yüzünü teşkil eden Hakan Akben ve Necip Murat’ın girişte söyleyeceği çok daha nitelikli içerikleri vardı. Ancak zamanlama problemlerinden dolayı, konuşmalarını yapmamayı tercih ettiler. Bütün katılımcılarla organizasyon öncesi görüşmüş olabileceklerini düşündüğüm bu ikilinin sıralarından feragat etmelerine üzülsem de, doğru olanı yaptıklarını düşünüyorum. Yine de girişte söylenen ve günün konusu olan “Değişim”in birden bire değil, yavaş yavaş olacağı vurgusu akılda tutulması gereken bir detaydı. Bireysel olarak aslolanın “Değişim” değil, “Dönüşüm” olduğunu düşünsem de, parmağın işaret ettiği yer aynı olduğu için sorun yok.
Yine sunumlar başlarken Hakan Akben’in atıfta bulunduğu meşhur Simon Sinek konuşmasıyla, “Neden” sorusunun cevabı net verilmezse yapılan işten vazgeçmenin de kolay olacağı unutulmamalı.
Organizasyonda dinlemeyi ilgiyle bekledim 3 isim vardı. Bora Alçı, Temel Aksoy ve Güven Borça. Bunun haricinde dinlediğim Migros ve Cepteteb Case Study çalışmaları yeni nesil pazarlama süreçleri için ufuk açıcıydı. Keyifle dinlediğimi söyleyebilirim.
Beni en beklemediğim yerden vuran sunum ise Ali Rıza Ersoy’un Endüstri 4.0 sunumu oldu. Bu sunum ufuk açmadı, adeta çatlattı ufku.
Endüstrinin bu gelişimini dikkatle takip etmeye gayret edeceğim. Konunun ne olduğunu merak edenler Siemens’in hazırladığı yandaki beş dakikalık kısa videoya göz atabilirler.
Beni en beklemediğim yerden vuran sunum ise Ali Rıza Ersoy’un Endüstri 4.0 sunumu oldu. Bu sunum ufuk açmadı, adeta çatlattı ufku.
Endüstrinin bu gelişimini dikkatle takip etmeye gayret edeceğim. Konunun ne olduğunu merak edenler Siemens’in hazırladığı yandaki beş dakikalık kısa videoya göz atabilirler.
Diğer etkilendiğim bir sunum ise Fatmanur Erdoğan’ın “Bildiğimiz PR’ın sonu” sunumuydu. Bu sunum bir manifesto niteliğindeydi. Bazı sunumlardaki notlarımı aşağıya bırakıyorum, ilgilenenler devam edebilir...
YENİ NESİL PAZARLAMACI NASIL OLUNUR?
Migros Pazarlama İletişimi ve CRM direktörü Kına Beskınazi’nin sunumunda Migros’un dijital iletişime yaptığı yatırımları görme fırsatı bulduk. Neyin nasıl yapılması gerektiğini ve Migros’ta kendilerinin nasıl yaptığını samimiyetle aktardı Kına Hanım.
Case Study sunumlarını dinlemeyi çok seven biri olarak bu sunumu ilgiyle dinledim.
Migros’ta kurulan yeni trendleri, pazarın yönü hakkında kurulan bir merak portalı olduğunu öğrendim.
* Hibrit Müşteri ve Masstige üretimden bahsetti. Masstige üretim “Mass” ve “Prestige” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Anlam olarak lüks ürünlerin uygun fiyata satılmasına atıfta bulunuyor. Kısıtlı sayıda üretim ile güzel bir PR değeri oluşturduğundan, akılda bulundurulmasında fayda var. UBER bu işin en bariz örneği.
* Data okumanın öneminden bahsetti. Çevremizdeki 2 kişinin fikirleriyle pazara bir ürün sunmak ya da bir kampanya yapmak çok tehlikelidir, risklidir.
* 9 Milyon üyesi bulunan Money Club, yıllar öncesinde yapılan CRM yatırımıyla "en değerli müşterileri"ni bildiği ve güzel bir yorumlamaya olanak sağladığı için ekonominin durağanlığında bile markaya güçlü bir destek olmuştur.
* Pazarlama ekiplerinin “dönüştürücü” olması gerek.
- Tüm şartların iyileşmesini bekleme
- Hata yapmaktan değil, hatayı tekrarlamaktan kork.
- Herkesin nasıl kazanacağını “anlat”
- Anlat ve tekrar anlatmaktan çekinme.
- Tüm şartların iyileşmesini bekleme
- Hata yapmaktan değil, hatayı tekrarlamaktan kork.
- Herkesin nasıl kazanacağını “anlat”
- Anlat ve tekrar anlatmaktan çekinme.
* Dönüşümü saha değil, pazarlamacı görebilir. Pazarlamacı anlatır.
NÖROPAZARLAMA İLE TÜKETİCİYİ HAREKETE GEÇİRMEK
* Önce duyguları harekete geçirirseniz, ikna süreciniz de daha hızlı olur. iPhone reklamlarında ürünün teknik özelliklerinden bahsedilmez. Ürünün nasıl hissettirdiği, ürünün kendisinden daha önemlidir.
* Bir sunum yaparken bile karşındakilerin seni pür dikkat dinlediklerini düşünerek yapma. Farz et ki karşındakiler çakırkeyif.
ENDÜSTRİ’NİN YENİ MARKASI: ENDÜSTRİ 4.0
Ali Rıza Ersoy’un sunumu ve hatta sunum performansı çok etkileyiciydi. Enerji doluydu. Dinleyiciler pazarlamacı değil de mühendis olsa “getirin bilgisayarı kod yazacağım” diyecekti tam, orada teknik sorunlar oldu. Uzaktan kumandalı slayt değiştiricinin çalışmakta zorlandığı bir ortam deneyimi falan, uzatmayayım.
* Sanayinin Dijitalleşmesi = Endüstri 4.0
* Önümüzdeki dönem işlerin değil, ivmelerin hızlandığı dönem olacak. (Bu cümle çok tehdit edici ve vurucuydu bana göre.)
* Endüstri 4.0 insana “Ben senin kol gücünü değil, en kıymetli şeyin olan beynini kullanmanı istiyorum” diyor.
* Dolayısıyla süreç işsizlik getirmeyecek. Nasıl ki bundan 10 sene önce “sosyal medya uzmanı” diye bir meslek yoksa, bu süreç de yeni jargonlarla kendi mesleklerini doğuracaktır.
MARKALAR İÇİN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
Bu dörtlüyü kıymetli buluyorum. Konuşmacıların panel düzeninde organize edilmesine anlam veremiyorum. Bir sonraki organizasyonda içerikler aynı olsa bile daha uzun bir zaman diliminde bireysel olarak sunumları dinlemekten keyif alacağımı düşünüyorum.
Şule Kutlay yeni tanıştığım “Resillience” kavramından bahsetti.
Resillience Türkçeye tam çevrilemeyen bir kavram. Esneklik, dayanıklılık, sağlamlık gibi kavramlarında anlamında barındırıyor. Bambu gibi.
* Bir lider ne kadar esnek ve dayanıklıysa şirketi de o kadar esnek ve dayanıklı oluyor.
* Resillience kavramının özellikleri;
- Gerçekçi & Pragmatik
- Hazırlıklı & Proaktif
- Esnek (Disiplinli Doğaçlama)
- Hazırlıklı & Proaktif
- Esnek (Disiplinli Doğaçlama)
* Resillient Şirketin Kılavuzu;
- Stratejileri dinamik ve esnek tut.
- Hızlı ve pratik çözümler ara.
- Çalışanlara %100 sorumluluk ve yetki ver.
- Uzman olmadığın konularda yardım almayı unutma.
- Sorgulayan, eleştiren kültürü yücelt.
- Etik değerlere hep bağlı kal.
- Liderlerini cesur ve alçakgönüllü olmaları için destekle.
- Hızlı ve pratik çözümler ara.
- Çalışanlara %100 sorumluluk ve yetki ver.
- Uzman olmadığın konularda yardım almayı unutma.
- Sorgulayan, eleştiren kültürü yücelt.
- Etik değerlere hep bağlı kal.
- Liderlerini cesur ve alçakgönüllü olmaları için destekle.
Bora Alçı da 10 dakikada marka inovasyonu nasıl anlatılabilirse en konsantre şekilde aktarmayı başardı. Yazılarına ve fikirlerine çok değer verdiğim Alçı’nın bu içerikle ilgili İzmir İnovasyon Haftası’nda yaptığı daha detaylı bir sunumunu buradan izleyebilirsiniz.
* Marka demek aslında;
- Sürdürülebilir Ciro
- Sürdürülebilir Kar
- Sürdürülebilir Pazar Payı
* İnovasyon yapmak istiyorsanız Ar-Ge laboratuvarına girmeyin. Metrobüse binin. Çünkü inovasyon demek illa teknolojik bir oldu olmasını gerektirmez.
* Bir marka iyi hissettirebiliyorsa başarılıdır.
Güven Borça sıkça bahsettiği “Taktik değil Strateji” konusunu işledi. "Büyük Türkiye" başlığıyla yayınladığı yazıya ve sunumunda slayt olarak kullandığı görsele buradan ulaşılabilir.
* Bizlerde yapılan Strateji adındaki çoğu hamle taktik düzeyindedir.
* Çok anlamlar yüklediğimiz Fatih Terim’e biz Futbol Direktörü gibi bir kavram yüklesek de maç ekranında adının altında “Coach” yazıyor.
* Bizim büyük Türk şirketlerinin uluslararası pazarlardaki varlığı da “iyi bir bayi bulmak” ve “fuara katılmak”tan öteye geçemiyor maalesef.
* Sakın pazarlamayı satıştan ve üründen koparmayın.
* Farklılaşma kavramına kutsallık atfediliyor. Eğer farklılaşma gerçekten hayat bulsaydı, biz o ürünü aldıktan sonra o üründen başka almazdık. İnsanları kendine sadık/bağlı kılardı.
* Temel Bey’i ilk defa sahnede dinledim. Beklemediğim kadar samimi buldum sunumunu. Temel Bey yazıları ve görsel duruşuyla sol beynini ağırlıklı kullandığı izlenimi uyandırır bende. Yani daha ciddi, daha prosedür bir içerik beklerken zıddıyla karşılaştım. Son derece samimi, tebessüm yüzüne yakışan ve kendini dinleten tadımlık bir sunum izledim.
BİLDİĞİMİZ PR'IN SONU!
Fatmanur Erdoğan da PR uzmanları ya da Kurumsal İletişimciler için bir hatırlatma, hatta bazıları için de uyarılar yaptı. Geleneksel ve Yeni Dönem PR süreçlerini özetledi.
Geleneksel PR;
- Operasyonel, rutin işler üzerine kurulu
- Gazeteci&Medya Odaklı
- Geleneksel mecralarla sınırlı
- Üstten bakan iletişim. Samimiyetsiz, ben merkezli, tek taraflı.
- Aynılık sendromu. O yaptı ben de yapayım.
- Proje bazlı. Süper fikir, uygulayalım.
- Kriz odaklı. Kriz = PR’ın başlaması gerektiği an.
- Operasyonel, rutin işler üzerine kurulu
- Gazeteci&Medya Odaklı
- Geleneksel mecralarla sınırlı
- Üstten bakan iletişim. Samimiyetsiz, ben merkezli, tek taraflı.
- Aynılık sendromu. O yaptı ben de yapayım.
- Proje bazlı. Süper fikir, uygulayalım.
- Kriz odaklı. Kriz = PR’ın başlaması gerektiği an.
Makro Dinamikler;
- Nüfus artışı
- Paylaşımcı&Katılımcı Anlayış
- Sosyal adalet arayışı
- Sağlıklı & Mutlu yaşam
- Yapay Zeka
- Korku ve Kaos
- Sürdürülebilir Gelişim
- Nüfus artışı
- Paylaşımcı&Katılımcı Anlayış
- Sosyal adalet arayışı
- Sağlıklı & Mutlu yaşam
- Yapay Zeka
- Korku ve Kaos
- Sürdürülebilir Gelişim
Değişimi yakalayabilmek için;
- Strateji odaklı olmalı. Fikir, strateji varsa işe yarar. Özel gün kutlamaları bir iletişim değildir. F Fırsatçılıktır. Fırsatçılık da bir strateji değildir.
- Entegre Planlama. Bir kurumda her departman iletişime dahil olmak zorunda.
- Çok kanallı. Hedef kitle neredeyse oraya özel iletişim yapmak zorundayız.
- Şeffaflık. Sadece finansal şeffaflık değil. Organizasyonun bütünü bu şeffaflığa dahil olmalı.
- Strateji odaklı olmalı. Fikir, strateji varsa işe yarar. Özel gün kutlamaları bir iletişim değildir. F Fırsatçılıktır. Fırsatçılık da bir strateji değildir.
- Entegre Planlama. Bir kurumda her departman iletişime dahil olmak zorunda.
- Çok kanallı. Hedef kitle neredeyse oraya özel iletişim yapmak zorundayız.
- Şeffaflık. Sadece finansal şeffaflık değil. Organizasyonun bütünü bu şeffaflığa dahil olmalı.
Teşekkürler, güzel bir derleme olmuş.
YanıtlaSilÇok sağolun Güven Bey.
YanıtlaSilSelam ve hürmet ederim.
Yazınızı ilgiyle okudum. Tebrikler güzel bir derleme olmuş. Coğrafi olarak orada bulunamamın üzüntüsünü, derlemeleriniz bir nebze hafifletti.
YanıtlaSilHarika bir derleme olmuş Abdullah bey
YanıtlaSil